the curious case of benjamin button

  1. buradaki performansı ile yine brad pitt oscar alamayacak gibi, bilemiyorum içime öyle doğruyor. film mi? filmi anlatmak istemem.. son zamanlarda izlediğin en güzel film. kaç gündür erteliyordum sırf 2.5 saat diye.. son dakikalarında bitmemesi için uğraştım desem yeridir. david fincher gerçekten çok ama çok başarılı bir film ortaya koymuş, top 10'uma rahatlıkla girdi.


    --! spoiler !--

    - good night benjamin...

    - good night daisy...

    --! spoiler !--


    (gilgalad 08.01.2009 22:30 ~ 08.01.2009 22:32)


  2. Hakkında konuşulmaması gereken bir film olmasını 'kişisel tarihimde' dijital bir bir saate borçludur.
    O saate bakıp, giden zamanı mı yoksa giden diğer saati mi düşünecek izleyenler bilinmez.
    Bilinen her zamanki gibi ve bir kez daha zamanın aslında varolmadığı.
    Önce unutturup sonra hatırlattığı bu değil miydi?
    Bir Scott F. Fitzgerald uyarlaması olması ve en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu dahil olmak üzere 13 dalda Oscar'a aday gösterilmesi umrumuzda değil.
    Film tüm zamanların en iyileri arasına -kendi zamanımızda- girdi bile.


    Yönetmen : David Fincher
    Senarist: Eric Roth
    Oyuncular : Brad Pitt, Cate Blanchett,Taraji P. Henson
    (globulin 26.01.2009 02:23 ~ 27.01.2009 09:57)
  3. insanı düşüncelere iten, hayattan zevk alınması gerektiğini hatırlatan filmlerden biri. hikayenin konusu ilginç.

    --! spoiler !--
    savaşta oğlunu kaybeden bir adam geriye doğru çalışan bir saat yapıyor. bundan sonra doğan benjamin button da bu saate göre hayatını geriye doğru yaşıyor. gerçi doğarken de ölürken de bebek şeklinde olması biraz mantıksız olsa da, kocaman adamın kadının içinden çıkması tabi ki daha abuk olurdu:).
    --! spoiler !--
    brad pittin yaşlı halleri çok komik olmuş. bir de genç hallerini Tibet'te yedi yıl filminden mi almışlar diye düşünmeden edemedim.
    (cucukvampir 26.01.2009 16:58)
  4. son yıllarda izlediğim en iyi film olmasının yanı sıra david abimizin de uzun zamandır beklenen filmiydi. brad pitt uzun zamandır kendisini zorlayacak bir rolde oynamıyordu ve ben de bu güzel filmin her karesinin aklıma kazınacağından habersizdim. hikayesi hayatı tersten yaşamak adlı can yücel şiirini anımsatıyor insana. gerçekten fikir olarak da uygulanış olarak da güzel denilip geçilmemesi gereken, harika desek bir nebze hakkını verebileceğimiz bir film.

    filmin başından sonuna kadar her ayrıntı, ince ince ve sizi sıkmadan nasıl da işlenmiş. tam iki buçuk saat sürmesine rağmen film o kadar sürükleyici devam ediyor ki bittiğinde filmin kısa olduğunu bile düşünebilirsiniz*

    filmin en güzel tarafı, yönetmen karakterleri ayrtıntılılı işlediği için, bu iki buçuk saat içerisinde her karakteri çok iyi anlayabiliyorsunuz ve belli bir süre sonra ne hissettiklerini de tahmin edebiliyorsunuz. ölümlerini gördüğünüzde üzülüyorsunuz. benimsenebilen karakterleriyle de etkili bir film olmuş.

    neyse, çok fazla laf kalabalğı yapmadan, mutlaka görülmesi gereken bir film olduğunu söyleyeyim. brad pitt oscar alabilir bu filmle. david fincher da...
    (iknowthepiecesfit 26.01.2009 18:41)
  5. 2,5 saatin nasıl geçtiğini anlamadım.. Güçlü kadrolu filmler beni hep ürkütür çünkü beklentiler yüksek olduğu için genellikle karşılanamaz.. Bu film ise apayrı.. Bittiğinde düşünecek o kadar çok şey veriyor ki insana.. Kelebek etkisi, hayatı tersten yaşamak.. Gerçekten son zamanlarda izlediğim en iyi film..
    Ayrıca (bkz: tilda swinton)

    --! spoiler !--

    Yalnız tek bir yeri anlayamadım.. Kızı annesine mektupları ve günlüğü okurken 'anne bana dans ettiğini hiç söylememiştin..' diyor lakin dans salonunu kapatırken Benjamin'in geldiği sahnede kızıyla birlikteler..***

    --! spoiler !--
    (feeling the blanks 28.01.2009 22:21)
  6. Mükemmel bir film. Uzun zamandır bir filmde bu kadar çok ağladığımı hatırlamıyorum. Filmin atmosferiyle olsun, anlatımıyla, görüntüleriyle olsun; bir modern sanat eseri değil de ne zaman yazıldığı bilinmeyen, küflenmiş yapraklarından bir hikaye okuyor gibiydik. Böylesine hikayeye dahil etmeye başardı film bizi.

    Ama filmin son 10-15 dakikasından hiç hoşlanmadığımı da belirtmek istiyorum. Keşke o çocuk hâline hiç gidilmeseydi. Ayrılık sahnesindeki hüznü ve hissiyatı bozup, bambaşka bir yere götürdü gidişatı.

    (poetisa 28.01.2009 22:32)
  7. kalabalıklardan farklı olmanın, aralarına karışarak onlarla birlikte aynı hayatı yaşayamamanın o korkunç yalnızlığını bütün bir ömür boyunca yaşamak zorunda kalan bir adamın, içi güzel, kendi güzel benjamin abimin/kardeşimin/amcamın hayatını anlatan filmdir... çok acıdır, çok acıtır...
    (klovis 04.02.2009 20:42)
  8. brad abimizin uzun zaman sonra tekrardan büyük bir oyunculuk sergilediği müsait zamanda rahat kafa izlenmesi gerekilen harika bir film.
    (dandy 04.02.2009 21:38)
  9. Bir beğenmeyen benim galiba. Ama açıkçası filmi çok "sıradan" buldum, David Fincher'ın dehasına yakışmayacak kadar sıradan... Yani aynı fikri -hayatı tersten yaşamak- alıp da herhangi birimiz filme çeksek, bundan daha azını söylemezdik, gerçekten... Her an bir twist, bir sürpriz, çok büyük bir fikir gelecek ahan da şimdi edasıyla izledim ama hiçbir şey olmadı... Hayır, işin kötüsü fragmanı izleyince bütün filmin hikâyesini tahmin ediyorsunuz; aynen Türk dizilerini fragman izleyince takip edebilmek gibi bir durum; nerde kaldı Hollywood yaratıcılığı?
    Sıradışı bir hayat bile çok sıradan ve sıkıcı olabiliyormuş, eğer gösterilmek istenen buysa iyi başarmışlar, tebrikler.


    --! spoiler !--
    Sahneler çok güzel çekilmişti, hikâye de akıyordu, ellerine sağlık... Ama bu bile çok anlamsız, gereksiz karakterlerin varlığı gerçeğini değiştiremiyor ne yazık ki... Mesela baba karakteri: Bir sanat yapıtının değeri, bizi içine alması ile, karakterleri ile ne derece empati kurabildiğimizle ölçülür... Örneğin bir Forrest Gump'ta, anne veya Jenny ölünce sanki bizim bir yakınımız ölmüş gibi olur, öyle çok hüzünleniriz bu sanal kahramanlara. Ama Benjamin Button'un babası kimdir, nasıl bir hayatı olmuştur, Benjamin'den utanması dışında başka bir olayı var mıdır, hiç birini bilemeden öldüğü zaman kendisine üzülmemiz beklenmesin bizden! Aynı şekilde gemi kaptanı "babasına isyan eden sanatçı ruhlu insan" tanımını vermekten başka hiçbir işe yaradı mı hikâyede, merak etmekteyim...
    Ya yedi kez yıldırım çarpan adam? Ya da New Orleans'taki fırtınanın hikâye ile ilişkisi? Çok çok iyi bir filmde tüm bu detaylar sadece görsel güzellikler olarak kalmamalı, bir yerlere bağlanmalıdır, hem de doğru düzgün bağlarla... Yani biri çıkıp da "yedi kez yıldırım çarpan adam da başka türlü sıradışı bir hayat yaşamış" falan gibi bir fikirle gelirse bana eksik gelecek, ne yani sıradışı hayatlar resmi geçidi mi yapılmaya çalışılıyor? Benjamin'le tüm bunların alâkası ne?

    Filmdeki aşk ise hiiiiç de öyle aman aman bir aşk falan değil... Havai gönüllü Daisy, Benjamin yaşlıyken ona âşık-mâşık değildi bir kere; bizim zavallının umutsuz aşkını ve giderek çıtır hale gelmesini görünce kaçırmayayım bu fırsatı dedi, o kadar *. Filmin en sonu da ayrı saçmaydı; beklenen, Benjamin'in yaşlı adam boyutlarındaki bir bebek ciltli - bebek hafızalı insana dönüşmesi olmalıydı; bu yönüyle de gözümden düştü...
    --! spoiler !--


    Kısacası bence gereksiz yere uzatılmış, hiçbir mesaj vermeyen, insanın önünde ufuklar açmayan fantastik bir yapım olarak değerlendirilebilir... Brad Pitt bile kurtaramadı, kusura bakmasın... * Bu film şimdi bir dolu Oscar alırsa Hollywood'un ikiyüzlülüğü der geçerim.
    (itaatsiz 04.02.2009 21:51)
  10. bu film oscar alırsa cümle alem oscarın ne gudik bir şey olduğunu anlar sanırım.

    --! spoiler !--
    itaatsizin belirttiği üzere kayda değer bir yanı yok. oyunculuklarda olağanüstü bir durum da yok. brad pitt'i fight club'ta cate blanchett'i notes on a scandal'da izleyenler bu filme gülüp geçerler ancak. 2 saat 46 dakika izliyorsunuz. eee? eesi öyle işte, tuhaf hikayesi budur, önce yaşlandı, sonra gençleşip öldü. bu da benjamin'in curious case durumu oldu.
    --! spoiler !--
    (mistaneek 09.02.2009 18:42 ~ 10.02.2009 00:23)
  11. son derece başarılı bir film. izlerken insanın ağzında acı bir tat bırakıyor. bana the elephant man'i de hatırlatmadı değil. onu da sevmiştim, bunu da sevdim.
    (tulkas 09.02.2009 19:10)
  12. gittim, gördüm, geldim... hoş bir film olmuş; klasik bir senaryonun tam tersinde ilerlemesi de güzeldi ,en azından filmi diğer amerikan yapıtlarından ayrı bir yere koyuyor.
    tabi adamları tebrik etmek lazım bir yaşamı kısmışlar kısmışlar 3 saate sıkıştırmışlar... *
    (sabir kupu 10.02.2009 00:14)
  13. Uzun uzadıya anlatmaya değecek bir öyküsü olsa S. Fitzgerald uzun uzadıya yazar ve bir öykü olarak bırakmazdı. Vasatın biraz üstünde bir film olduğunu düşünüyorum. Görüntülerin üzerine anlatıcının sesinin duyulduğu filmlerden asla hazetmem, kişisel tercihim elbette. Sİnema edebiyat değil gücünü görüntülerden ve oyunculuktan almalı diye düşünüyorum. Göze hoş görünen yönleri var elbette, bir çok holywood filminden de farklı ama bu sıradışı bir film olması için yeterli değil kanısındayım. Filmde iki an var özgün sinema tadını yakalayan Fincher'ın mı yoksa kurgucunun marifeti mi onu bilmiyorum; en baştaki saatçinin öyküsü ve trafik kazasına seyirciyi hazırlayan bölüm, kaldı ki o görüntülerin üzerine de anlatıcının sesi binmiş vaziyette.
    (vladimir 10.02.2009 01:24)
  14. konusu hakkında yazılmış şiirleri okumuştum. yaşlı doğup bebek ölmek...ve şiirlerden aldığım tat kat kat daha fazlaydı. bu kadar iyi bir konuyu ancak bu kadar sıkıcı işleyebilirdi david fincher. bir ara " ee artık sadede gel " diye haykırası geldi urserpensin lakin sonra sinema salonundasın sus dedi iç ses. film ölmek üzere olan annesine günlük okuyan bir kızla başlıyor ve yine böyle bitiyor. daha iyi olabilirdi urserpensce. yazık olmuş caanım konuya gari.
    (urserpens 14.02.2009 02:16)
  15. imgeler, simgeler... senaristin yada yönetmenin hayatında ne anlamlar ifade etttiğini çözümleyemediğimiz bir sürü söz ve şekil...
    ama muhteşem bir senaryo. evet bazı konular muğlak bazı sahneler zayıf ve hatta arada bir "şimdi uyusam" dedirten bir ilk yarı...
    eee ne kaldı diyeceksiniz!!!
    kesinlikle son dönemlerin en orjinal senaryosu. kelimeleri tersten okumak gibi eğlenceli. yakında çökecek diye düşündüğüm hollywood'a yeni bir tarz yeni bir nefes.

    brad pitt'i biraz zayıf buldum ben. belkide kendimi konudan alamadığımdan öyle geldi 2. kez izlesem farklı düşünebilirim ama bence brad pitt de oynarken en az izleyici kadar şaşkınmış senaryo karşısında.nerede ne yapacağını kestirememiş yer yer.

    (anarsi nerede anarsist orada 18.02.2009 03:36)
  16. ahım şahım bir senaryo yok ortada. hikaye azcık fantastik düşünüldüğünde çok değişik bir şey değil aslında. ayrıca benjamin in hayatındaki önemli değşimler * bi kaç sahne dışında resmedilmemiş, eksik kalmış gibi geldi.
    ha güzel bir film ama. güzel ışık, güzel makyaj, fena olmayan oyunculuk ki brad sonlara doğru iyice isteksiz gözüküyor; güzel görsel efekt. vs. vs. belki hikaye ve oyunculukla dikkati çekemesede başka ayrıntılarla dikkati çekmeye başarıp emek verildiğini gözler önüne sunuyor.
    biraz uzun tutulmuş gibi evet ama belkide daha kısa tutulsa daha az şey verip duygusallığı yakalayamayacak diye düşünüyor insan ama onca uzun sahnede de pek öyle acı vermedi yani yönetmen.
    fena olmayan, güzel bir film. ama tekrar izlenebilcek bir film değil.
    akademi ödüllerinin bu kadar zıvanadan çıkmasıda belkide seven, fight clup gibi yapımlardan günah çıkarması.
    (merlin 18.02.2009 20:22 ~ 18.02.2009 20:25)
  17. Hak ettiğinin ötesinde bir ilgi görmüş film. "Kadro fena diilse, süreyi de abarttın mı, al sana Oscar" cinsi.
    İzlerken biraz sıkıldım. En beğendiğim bölümü, kızın kaza geçirmesine sebep olan detaylar silsilesinin akışıydı. Başka da über hiper bir anlatımla karşılaşmadım. Film dedinmi, Tosun Paşa. Kralını tanımam.
    (thanatoxin 20.02.2009 23:53)
  18. 81 inci oscar ödül töreninde tam anlamıyla babaları almıştır.
    (iknowthepiecesfit 23.02.2009 10:24)
  19. akademiyi bile kandıramamış film. artık film süresinin bir ödül kriteri olarak görülmemesi, "yemedik anam" denmesi hoşuma gitti.
    bak, buradan david fincher'a sesleniyorum! david! akıllı ol! ziyan etme ismini! iş yap biraz, iş!
    (thanatoxin 23.02.2009 18:27)
  20. filmin fragmanini seyrettigimde oldukca cok etkilenmistim konusundan. uzunca bir sure seyredemedim bir turlu, dolayisiyla merak etmekten olsa gerek, beklentim biraz yukselmisti filmden. seyrettikten sonra bir havada kalmislik hissi olustu bende acikcasi. hikaye cok etkileyiciydi ama iste bisey eksik kalmis. bilemedim henuz nedir eksik kalmis olan.
    brad pitt'den ziyade cate blanchett'i daha cok takdir ediyorum (hep de ederim), yine etkileyici ses tonu ve duru oyunculuguyla ayni guzel hissiyati vermistir film boyunca, ancak yine tekrarliyorum, havada oylece asili kalmis maalesef.
    bu bir siir degil ama alakasiz bisekilde hep su sorusu donuyor aklimda habire, engel olamiyorum da:

    sair, bu filmde neyi anlatmak istemistir?

    filmin en begendigim yerleri birbirlerine iyi geceler dilemeleriyle, run lola run yani lola kosuyor filminden esinlenip trafik kazasina da, su olmasaydi bu olmasaydi bunlarin hic biri olmazdi dedikleri yerler sanirim.

    slumdog millionaire'in yonetmeni olsaydi bu filmi nasil yapardi acaba? hmm.
    (sw itch 23.02.2009 22:18)
  21. (bkz: bi küçüğünü alayım, seneye de giyerim)
    (baptista 02.02.2010 02:46)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.